Ortak Derdimiz

18 Temmuz 2016 Pazartesi 1695 0 yorum

Tüm dostlardan birkaç dakikalarını ayırıp aşağıdaki yazıyı okumalarını rica ediyorum. Şimdiden ayırdığınız zaman için teşekkür ediyorum.

Sevgi ve saygıyla 

 

ORTAK DERDİMİZ

İçimizdeki dışımızdaki, bilinen bilinmeyen, görünen görünmeyen sayısız ihanet odağı, vatan toprağı üzerinde bugüne kadar kimsenin dokunamadığı yerlere hunharca saldırmış, iki yüzün üzerinde evladımız, kardeşimiz, dostumuz haince şehit edilmiş; vatanın birlik ve bütünlüğüne göz göre göre tecavüze yeltenilmiş; huzur ve güven ortamımız en üst düzeyde düşmanca faaliyetlerle hedef alınmış; fakat bazı kendini bilmezler hala siyaset yapıyor, ortalığa nefret ve bölücülük tohumları salıyor, akıllarınca bu kabullenemez tavırlarıyla ‘çağdaş’ olduklarını göstermiş oluyorlar!!!

Farkında değiller ki:

Mesele siyaset ve partiler üstü bir mesele!

Mesele falanca kişi ya da filanca kişiyle de ilgili değil!

Mesele tek, o da: 'Vatanın bölünmez bütünlüğü!'

Mesele hepimizin içinde bulunduğu ve birlikte yolculuk ettiğimiz Ülkemizin, Türkiye Cumhuriyetinin birliği, dirliği!

Mesele sen, ben değil, BİZ meselesi!

Sırf tarafgirlik ve/ya muhalefet düşüncesiyle, böylesine sıcak bir gündemin hepimizin yüreklerini dağladığı bir dönemde, siyaset yapan, nefret diliyle durmaksızın eksik gedik arayan, senaryolar yazıp çizen, sevgili Doğan Cüceloğlu hocamızın deyimiyle ‘şizofrence' olarak tanımladığı tavırları, akıl almaz bir şekilde sergilemeye devam eden insanların bu sorumsuz ve düşmanca tutumları, zaten canları yanmış vatandaşların canlarını bir kez daha ve çok daha acı bir tutumla yakıyor.

Vatan bütünlüğüne kasteden bunca ihanet odağı varken, malum kalkışmayı haklı göstermek ve onun karşısında duran halkı ve devleti yerden yere vurmaya çalışmak ya hastalıklı bir zihniyet ya da ihanetin bir başka türüdür!

Utanın!

Böylesine acılı dönemlerde (ekran önünden ve şehrin bir) kenar(ın)dan Vatanın bütünlüğü aleyhinde haince planlanıp eyleme dönüştürülen saldırıları izleyip, o saldırılarda hainlerin karşısında duran, canını hiçe sayarak çarpışan birilerine bakarak, yalnızca ve yalnızca o kişi(ler) veya temsil ettiiklerine inanılan bir düşünceden veya inançtan dolayı 'aha bak şu adam(lar) var ya, inşallah yıkılır(lar) da bu kalkışma olumlu neticelenir, içim soğur; hiç sevmiyorum o herif(ler)i' gibi gelişmemiş tavırlar sergileyen insanları anlamak imkansız.

Ciddi bir kaos sürecini bir kez daha halkın birlik ve bütünlüğü sayesinde atlatmayı başaran bir ülkenin insanlarının hepsinin aynı düşünce ya da siyasi görüşten olması gibi bir hayali savunmuyorum. Fakat şu bir gerçek ki, sırf o geminin kaptanına ve/ya mürettabattan bazılarına duyulan kin ve nefretten dolayı, beraber yolculuk edilen bir geminin içinde kendini farklı şekillerde gizleyen ihanet odaklarının çıkardıkları yangını körükler bir tutum sergilemek akılsızlıkların en akılsızı olsa gerek.

Gemiyi yakıyorlar!

O gemi hepimizi içinde taşıyan gemi, şunu anlayın artık!

Gemiyi batırmaya yemin etmiş hainler var ortalıkta!

Ve siz ateşi söndürmek için gayret etmek yerine kenara çekilip 'bu yangını kesin kaptan ve adamları çıkarttı; yangın böyle mi olur; şu aptallara bak yangını söndürmek için hayatlarını tehlikeye atıyorlar; bu saatte yangın mı çıkarılır Allah aşkına, bilmesek kandıracaksınız bizi' gibi akıllara durgunluk verecek şizofrence tavırlar sergiliyorsunuz!

Bu sırada canlar yanıyor, hayatlar son buluyor, kimin umrunda!

Ama hatırlatırım size akıllı ve çok muhteşem insanlar, hepimiz aynı geminin içindeyiz; batarsak hırçın deniz 'akıllı ve çağdaş' olanları yutmayacak diye bir kural yok...

Bu gemi batarsa hepimiz birlikte batacağız!

Canınız siyaset mi yapmak istiyor?

Tamam, gidin güven ve sükunet ortamında, demokratik yolları kullanarak fikirlerinizi, eleştirilerinizi en 'çağdaş' bir şekilde gerekli platformlarda ifade edin.

Ancak, böylesine hassas bir dönemde sürekli bir olumsuzluk ve felaket tellallığı yaparak Vatan savunmasında çırpınıp duran insanları aşağılamaktan vaz geçin, çünkü bu hiç sağlıklı, onurlu ve aklı başında bir tavır değil!

Sevmediğiniz, beğenmediğiniz, aşağıladığınız bu insanlar sizinle aynı gemide!

Dahası, sizler ekrandan bir film izler gibi koltuğunuza kurulup onlara küfürler yağdırırken, onlar tüm dünyayı bir kez daha şaşırtarak, muhteşem bir birlik ve beraberlik ruhuyla bir yaşam mücadelesi verdiler, veriyorlar!

Lütfen artık nefret söylemlerini bırakın da meseleye Vatanın Birlik ve Beraberliği çerçevesinden bakın!!!

Çünkü durum budur!

Lütfen mevcut durumu değerlendirirken insanlarımızı şucu bucu diye ayırarak ve onlara karşı duyulan sempati antipati çerçevesinden değil, Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Hedef doğrultusunda Demokrasi ve Cumhuriyet ortak paydalarından görün ve değerlendirin!!!

Ben neci miyim ki sizden böyle bir ricada bulunuyorum?

Doğru ya, ömrünü okumaya öğrenmeye adamış, akademik olarak da sosyal ve diplomatik olarak da çok sayıda oluşumlarda bulunmuş, yüksek lisanslar yapmış, doktora ve üzeri çalışmalar yapmış ve yapıyor olan, yıllarca yüksek öğrenim kurumlarında dersler vermiş, Güney Amerika, Afrika ve Avustralya dışında hemen her yerde araştırma ve çalışmalarda bulunmuş, insan psikolojisi üzerine kendini hayat boyu öğrenci gören, idari ve akademik pozisyonlarda 20 yılın üzerinde çalışarak her millet ve görüşten insanla çalışma şansı elde etmiş, algı yönetimi ve bilinçaltı yöntemlerle ilgili çok sayıda çalışma yapmış ve bu konularda kitaplar yazan, son yıllarda ise sosyal psikoloji, uygulamalı psikoloji ve klinik psikoloji gibi doğrudan bu ve benzeri sosyal olayları değerlendirme temel enstrümanları toplamaya ve bu alanda kendisini yetiştirmeye gayret eden, uluslararası arenada Vatan toprağımızı ve insanlarımızı ilgilendiren her türlü yazı ve araştırmayı birkaç dilde takip edebilecek donanımda, ama yine de bu ve benzeri yazılarda değindiğim konular ve davet ettiğim aklı selim nedeniyle birileri tarafından cahil, bilgisiz, aptal görülecek birisi, hakikatte ise kendini bilme yolunda çırpınan, evlatlarını ve öğrencilerini de o çerçevede eğiten bir VATANSEVERİM!

Ve izin verirseniz, benim de heybemde bu ve benzeri konularda iki üç söz söyleyebilecek donanımım var!

Kişiliğimi beğenmeyebilirsiniz; ya da bambaşka bir nedenle hoşlanmıyor da olabilirsiniz. Bunların hepsine saygı duyarım. Fakat en azından yukarıda belirttiğim bazı özellikler yüzünden - bizim sizlere daima duyduğumuz gibi - siz de bizlere saygı duyun ve tarafsızca bir okuyun yazdıklarımı!

Vatana hizmet dışında kimseye yaranma derdim ve düşüncem olamaz; bunu da bir kenara not edin.

Ortak derdimiz, çocuklarımıza bırakmakla yükümlü olduğumuz 'Bağımsız, Demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti’dir!

Öyle olmak zorundadır!

Tekrar ediyorum:

"Gemi yanarken ya da içimize sızmış korsanlar tarafından ele geçirilmeye çalışılırken, mevcut durumla ilgili güzel bir şeyler yapmak yerine kaptanı ve gemiyi kurtarmaya çalışan yolcuları hedef görmek ve göstermek olabilecek en sağlıksız tercihtir."

Bir an evvel aklı selim içinde davranmanız ve dikkat odaklarınızı öfke, nefret ve temelsiz ve zamansız muhalefet düşüncesinden alıp, birlik ve beraberlik ruhuna çevirmeniz dilek ve ümidiyle sizleri selamlıyorum.

Söylemek istediğim bir başka üzücü konu da şu:

"Milletçe onca şehit veriyorken hala insanların sosyal medya üzerinde eğlence, yeme içme ve seyahat fotoğrafları yayınlamasının gayri ahlaki ve sorumsuzca olduğunu düşünüyorum. En azından biraz süre tanıyın da toplum yaralarını sarsın..."

Saygılarımla,

Murat Kaplan


Yorumlar

  • Henüz yorum yazılmamış. İlk yazan siz olmak ister misiniz?

Yorumunuzu Paylaşın