Bir Seçim Öncesinde Sosyal Medya Cepheleri

5 Mayıs 2018 Cumartesi 1828 0 yorum

Yeni Dünya Düzeni ve Değişen Cepheler 

 
İnsanlık tarihinin (en azından bizlerin bildiği kısmına göre) geleneksel savaşları farklı türden cephelerde, çeşitli stratejiler ve yöntemlerle karşımıza çıkıyor. Örneğin yakın tarihimize baktığımızda 1919-1921 yılları arasında Doğu Anadolu ve Güney Kafkasya’da açılan cepheye ‘Doğu Cephesi’, Urfa, Antep ve Maraş’ı içine alan bölgedeki mücadele cephesine de ‘Güney Cephesi’ ismi verilmiş. 
 
21. yüzyılda bu durum teknolojinin ulaştığı seviye nedeniyle bambaşka bir hal aldı ve cepheler 'isim, işlev ve etkileri ve etkin aktörleri' bakımından akıl almaz noktalara ulaştı. 
 
Düşmanlar dışta ve içte hala aynı...
Sadece savaştığımız cephelerin isimleri ve kullanılan yöntemler biraz değişti...
 
Artık doğu, batı ya da güney cephesi gibi isim ve alanlar yerine, 'sosyal medya cephelerinin türlü türlüsü' en aktif ve etkili şekilde açılıp kapanıyor, çeşitli güçlerin yönettiği nöro-pazarlama ve/ya nöro-politik enstrümanlar ve amaçlara hizmet eden profesyonel ekipler tarafından ustaca kullanılarak, algılar şekillendiriliyor, gerekirse bozulup yeniden ve birçok defalar baştan (ve çok hızlı bir şekilde) yapılandırılıyor, zihinler manipüle ediliyor, daha önceki geleneksel yöntemlerle daha yavaş ve büyük bütçelerle yönetilebilen operasyonlar artık çok daha az insanla ve çok çok daha düşük maliyetlere gerçekleştirilebiliyor. 
 

Neler mi yapılabiliyor?

 
Örneğin çok sıradan ürünler yüksek rakamlara pazarlanabiliyor. 
 
Ya da belli ekonomik, siyasi ya da bilmem ne gruplarının ilgi ve/ya menfaatlerine hizmet edecek düşünceler, söylemler ve kampanyalar ‘adeta birer saatli bomba’ gibi, onları hiç rahatsız etmeden, fark ettirmeden ve hissettirmeden muhataplarının bilinçaltlarına zerk edilebiliyor ve zamanı geldiğinde yine bu savaş patronlarınca belirlenen yöntem ve enstrümanlar aracılığıyla aktive edilip, nice operasyonlar kilometrelerce öteden ve insan gücü ya da bütçeleri kurban etmeden yönetilebiliyor. 
 
Ülkemizde de benzer cepheler, aktörler ve enstrüman türleri kullanılarak çeşitli defalar sahnelenen birçok hain operasyon girişiminin varlığından da yine sosyal medya yoluyla hepimiz haberdar olduk, olmaktayız.
 
Görülen o ki artık dünyamızda bambaşka türden cephelerde yeni türden savaşlar var ve bir seçim arefesinde daha, seçmen olsun olmasın, her bir vatandaşın hedef olarak dahil olacağı (ve belki de bundan haberi dahi olmadan savaşların gerçekleşip tamamlanacağı) bir döneme daha girdik sevgili dostlar. 
 
Ülkemizin üst düzeyde farkındalık, dikkat ve hassasiyetin gerektiği bu dönemin en sağlıklı şekilde atlatılabilmesi niyetiyle kaleme alınan bu yazıyı sabır ve dikkatle okumanızı, arkadaşlarınızla paylaşmanızı rica ediyorum. 
 

Nöroloji ve İnsan Davranışları İle İlgili Birkaç Bilgi

 
Beynimizin en temel işlevi bizi hayatta tutmaktır. Bu nedenle ‘güvenlik' hepimiz için öncelikli konu durumundadır. 
 
Thomas Jefferson Üniversitesi nöroloji uzmanlarının yaptığı bir araştırma sonucuna göre olumsuz sözcük ve cümle yapılarıyla konuşmak, düşünmek ya da o türden olumsuz yapıların kullanıldığı yazılı, sözlü veya görsel yayınlara maruz kalmak, kendimizle ve dış dünyayla olan iletişimimizden sorumlu olan beynin yan lobunda normalden fazla faaliyete (ya da değişikliklere) neden olmaktadır.
 
Aynı araştırma, olumsuz bir iletişim dili kullanan ya da o tür bir dile maruz kalan kişinin gergin ve şüpheci bir ruh haline gireceğini belirtilmektedir.  
 
Kişideki gergin, şüpheci ve olumsuz düşünce eğiliminin ise beklenmeyeni ve olumlu çözümleri/olasılıkları fark etme yeteneğini körelttiği, yani karar mekanizmasında ciddi sorunlara neden olacağı ifade edilmektedir...
 
---
Önümüzde ciddi bir seçim olduğunu düşünürsek, sadece bu bilgilere bakarak bile sosyal medya hesapları üzerinden yönetilecek operasyonların ne derece ciddiye alınması gerektiği ve o doğrultuda gerekli tedbirler alınması zorunluluğu birkez daha anlaşılacaktır.
--- 
 
Bilinçaltımız, bilinçli zihnimizle eş zamanlı olarak, bilinçli zihnimizden 200 bin kat daha fazla veriyi - biz fark etmeden- işleme kapasitesine sahip. Yani bir anlamda çok güvendiğimiz ve çevremizde olan bitene verdiğimizin dikkatimizden kaçan akıl almaz büyüklükte bir bilgi akışı var ve bizler onları fark edemiyoruz. 
  
İnsan beyninin yaklaşık %50’lik kısmı görsel verileri işlemeye ayrılıyor. 
 
Toplam enerjimizin yaklaşık %20 ila 30’unu beynimizin kullandığı söyleniyor. Ve bu enerjiyi ekonomik şekilde kullanabilmemiz için beynimiz kendisine ulaşan her bir bilginin %15’ini gördüğü gibi alırken geriye kalan %85’lik kısmını geçmiş referanslarda topladığı bilgilerle kendisi tamamlıyor.
 
Bu bilgiler ışığında nasıl bir sonuca varmalıyız?
 
Eğer beynimizin %50 kadar kısmı görsel verileri işlemeye ayrılmışsa… 
 
Ve bilinçaltımız bilinçli zihnimizle eşzamanlı olarak bilinçli zihnimizin 200 bin katı veriyi işliyorsa… 
 
Ve beş temel duyumuz - özellikle görsel veriye karşı hassas olan görme duyumuz - yoluyla beynimize ulaşan %15’lik her bir birim bilginin geri kalan %85’e yakın bir kısmı beynin eski referansları doğrultusunda tamamlanıyorsa,
 
Sosyal medya yoluyla yönetilen çok sayıda operasyon, tahmin edebileceğimizden çok daha hızlı ve etkili şekillerde toplumsal infiale ve/ya tedavisi çok zor hasarlara neden olabilir.  
 

Birkaç Ön İstatistik

 
We Are Social ve Hootsuite işbirliğiyle 238 ülkeden toplanan verilere göre analiz edilerek yayınlanan "Digital in 2017 Global Overview” raporuna göre dünyanın yarısından fazlası akıllı telefon kullanıyor.   
 
Aynı raporu incelediğimizde dünya genelindeki Web trafiğinin yarısından fazlasının artık cep telefonları üzerinde gerçekleştiğini görüyoruz.
 
Konuyu kısa tutup ülkemizde 2017 yılı sonu verilerine göre bu rakamların nasıl olduğuna dikkat çekmek istiyorum:
 
  • 80 milyonu geçen nüfusumuzun 48 milyonu, yani %60’ı, internet kullanıcısı
  • Ve bu 48 milyonun tamamı da aktif sosyal medya kullanıcısı.
  • Bu rakamın %52’si yani 42 milyonu ise sosyal medyayı cep telefonları üzerinden kullanıyor
 
2018 yılının ilk çeyreğinde ulaşılan verilere göre ise ülkemizde internet kullananların sayısı 50 milyonu aştı bile.
 
Ülkemizdeki sosyal medya kullanımı oranlarına baktığımızda YouTube%57’lik oranla ilk sırayı alıyor;
 
Onu %56’ıyla Facebook, %45’le Instagram ve %44’le de Twitter takip ediyor. 
 
Yukarıdaki oranlara ek olarak ülkemizin sosyal medya kullanımındaki dünya sıralamasındaki durumuna da bir göz atmak konunun ciddiyetini gözler önüne serecektir:
 
Tüm dünyaki Facebook kullanıcaları arasında Türkiye 9’uncu sırada. 
 
Ülkemiz Instagram ve Twitter kullanıcılarımızla dünyada 5’inci sırada bulunuyor. 
 

Sosyal Medya Cepheleri Niçin Bu Kadar Önemli?

 
Konuya sinir-bilim ve iletişim çerçevesinden bakmak daha yararlı olacak diye düşünerek yazı öncesi bilgilerimi teyit maksatıyla her iki alanda da kıymet verdiğim, ülkemizde de bu konuda çalışmalar yapan birkaç değerli isimle görüşmeler yaptım. Ulaştığım bilgiler neticesinde sosyal medyanın aşağıdaki üç yaygın yöntemle algı yönetimi ve manipülasyon maksatlı kullanıldığı kanaatine vardım:
 

1- Bot (Sanal/Robot) Hesaplar

 
Güney Kaliforniya Üniversitesi biliminsanları tarafından yapılan bir araştırmaya göre Twitter üzerindeki hesapların %9’ila %15’i insanlar tarafından değil, bilgisayar yazılımları tarafından kontrol ediliyor. 
 
2017’nin ilk çeyreğinde tespit edilen sayılara göre o dönemde aylık 319 milyon aktif Twitter kullanıcısının 48 milyonu bot hesaplardan oluşuyor. 
 
İşte bu bot ya da fake/sahte hesaplar üzerinden faydalı bazı çalışmalar yapılabildiği gibi terörist faaliyetler veya propaganda faaliyetleri de yapılabiliyor. 
 
Sıradan günlerde de bir tehdit olarak kullanılabilen bu tür hesaplar özellikle seçim dönemlerinde birilerine hizmet etmek üzere sosyal istikrarsızlık, algı yönetimi, dikkatlerin dağıtılması, korku ve birçok diğer duygu ya da davranış kargaşasına sebep olabiliyor.
 
Bir anda on binlerce (hatta yüz binlerce) bot hesaptan yayılan bazı görseller, asılsız haberler ve yönlendirmelerle insanların en doğal haklarından birisi olan seçim haklarına müdahale edilebilme riski daima var... 
 
Normal zamanlarda ürün pazarlama ve satışı için kullanılan etkili nöro-pazarlama teknikleri bu tür dönemlerde nöro-politik unsurlarla bezendirilerek siyasi amaçlara hizmet ettirilebiliyor ve halkta kaygı, korku ve infiale yol açacak söylemler ve/ya asılsız haberlerin kötü amaçlarla hızlı şekilde çok sayıda insana ulaşması sağlanabiliyor. 
 

2-Sanatçı, Siyasetçi, Sporcu vb Gibi Ünlülerin Hesaplarının Ele Geçirilerek ya da Kopyalanarak Bot Hesaba Çevrilmesi

 
İnsan beyninin referanslarla çalışıyor olduğu gerçeğini ve özellikle de basit bir ifadeyle tam olarak bilgisayar gibi olmasa da ondaki '1 - 0' algoritması gibi ‘tanıdık - yabancı’ temel çalışma mekaniğiyle hareket ettiğini iyi anlamak lazım. 
 
Bununla ne mi demek istiyorum? 
 
Şunu demek istiyorum:
 
‘İnsan beyni referans sistemiyle çalışma eğilimi gösteriyor. Bunu yapıyor, çünkü insan beyninin en önemli işlevi sahibi olan insanı hayatta tutmak, onun güvenliğini temin etmek.'
 
Yani güvenlik esas.
 
Sürekli göz önünde olan ünlülerin insan zihni için aşinalık ve tanıdıklık ifade etmesi, çoğu zaman bir sempati uyandırması, ardından da bir referans ve güvenlikle eşleşmesi gayet doğal bir durum. 
 
Tanınan ünlü yüzlerin, isimlerin ya da birlikte anıldıkları lakapların vs çoğunluk için ifade ettikleri anlam her ne ise, onun üzerinde ciddi algı hesaplamaları yapılmakta ve sadece ürün satışlarında reklam yüzü/malzemesi olarak değerlendirilmelerine değil, aynı zamanda sempati ve güven kapılarının tıklatılarak toplumun genelini arzu edilen tepkilere sevketmelerine de neden olmaktadır. 
 
Örneğin toplum genelinde olumlu bir izlenime sahip olan bir dizi oyuncusunun sosyal medya hesabından yayılacak asılsız bir ifade ya da görsel, sıradan bir sosyal medya hesabında paylaşılan ilahi bir hakikatten çok ilgi görecektir.
 
Durum bu derece vahimdir…
 
Özellikle sosyal bazı tetikleyiciler şeklinde tasarlanan bazı paylaşımlar bu türden kopyalanmış ya da çalınmış ünlü sosyal medya hesaplarından bir çırpıda on binlere hatta milyonlara ulaştırılabilmektedir. 
 

3-Anadolu İnsanının Hassas Değerlerini - Belki de Yumuşak Karnı Diyebileceğimiz Hususlarını - Provakasyon Malzemesi Olarak Kullanarak Toplumsal İnfiale Yol Açmak

 
İhtimalen son dönemlerde en sık kullanılan algı yönetimi malzemelerden birisi, 'sosyal medya hesapları üzerinden hızlı bir şekilde yüz binlere hatta milyonlara ulaştırılabilen asılsız / uydurma haberlerle insanımızın hassas olduğu değerlere saldırarak, öfke ve kargaşa üretmek, bunun neticesinde de insanların güvenlik ihtiyacını uyararak stres hormonu seviyesini normal düzeyin üzerine çekmek, sonrasında beynin yan lobunda oluşan etkileşimle bireylerin kendisi ve çevresiyle olan iletişimini sekteye uğratmaktır'. 
 
Bu türden sanal operasyonların tasarım ve uygulama aşamalarında ciddi nörolojik ve davranış-bilimsel temellerin olduğunu kabul etmemiz gerekiyor artık. 
 
Görünen o ki ilk bölümde bahsi geçen yeni cephelerde fevkalade hassas dengeleri kontrol etmek, dönüştürmek ya da bozmak arzusunda olan ve bunu yapacak donanımlara sahip düşmanlarla yüz yüzeyiz.
 
Durum öyleyse Büyük Türk Devleti olarak bu türden saldırı planları yapan hain öbeklerin karşılarına da o donanımda insanlarımızı ya da birimlerimizi çıkartmamız şart…
 
Sevgi ve saygılarımla, Kaplan


Yorumlar

  • Henüz yorum yazılmamış. İlk yazan siz olmak ister misiniz?

Yorumunuzu Paylaşın