Nezaket Giysisi Altında Kibir Olabilir Mi?

5 Ağustos 2025 Salı 122 0 yorum

'Gereğinden fazla ve abartılı nezaket' ve bunun orta ve uzun vadede söz-davranış çelişkisiyle birlikte sunulması, genellikle yüzeyde bir uyum izlenimi verirken, derinlerde bir çatışma veya uyumsuzluk barındırabilir 
 
Bu BLOG yazımızda bahsi geçen kişilik tipolojilerini bazı temel psikolojik yaklaşımlarla inceleyeceğiz. Not olarak şunu belirtmekte yarar dostlar: 'nezaket - samimi, gerçek ve kıvamında olduğunda - öncelikle zihin sağlığına olumlu katkı sağlar. Çalışmalar bunu defalarca teyit etmiştir. Bu yazımızda konumuz 'sahte ve abartılı nezaket' olacak.
 

Pasif-Agresif Davranışlar (Pasif Direnç)

Normalden fazla, gereksiz yer ve durumlarda, gereğinden fazla nezaket sergileyen kişiler, dolaylı yoldan bir duruma, kişi ya da olaya karşı koyma, direnç gösterme eğilimindedirler. Yüzeyde nazik, anlayışlı veya uyumlu görünürken, alttan alta öfke, kırgınlık, memnuniyetsizlik ve yetersizlik hissinin baskısını barındırırlar. Bu nedenle:
 
  • Sergilenen nezaket 'görünümü', öncelikle olası çatışmalardan kaçınmak içindir. Gerçek duygu düşünceleri yansıtmaz.
  • Ve bu nezaket şovu, 'çelişki, mimiklerde, jestlerde, gecikmelerde, imalarda ya da sabotajla kendini belli eder' ve sağlıklı yani bir beklenti ya da korku taşımayan insanların zihinlerinde alarm zilleri çalar.
 
Örnek: Bu kişiler kendilerinden yardım istendiğinde gülümseyerek 'tabii ki yardım ederim' der, ama yardım sürecini geciktirir ya da gerekenleri eksik yapar ya da zaman içinde konu unutulur ve o iyiliği hiç yapmaz. Kendisi unutmamış, kasıtlı olarak harekete geçmemiştir. Yardımı talep eden kişi hatırlatırsa da sıklıkla yalan söylerler. (Bu insanların en belirgin özelliklerinden biri de kolay yalan söylemeleridir.)
 
Kaynak:
  • Millon & Davis (1996) – 'Modern Yaşamda Kişilik Bozuklukları' (Personality Disorders in Modern Life)
  • Ekman (2009) - Mikroifade analizleri, söz–duygu çelişkilerini yüzeyde ortaya çıkarır.
 

Maskelenmiş Düşmanlık ve Sosyal Yüz

Abartılı ve gereksiz nezaket gösteren kişilerin bir diğer analizi de Freudyen ve Jungyen yaklaşımlara göre yapılabilir. Bu tür davranışlar - Jung ve Freud'a göre - çoğu zaman bastırılmış duyguların dışavurumu değil, tam tersine maskelenmiş bir personadır yani sosyal maskedir.
 
  • Gereğinden fazla nazik davranış, içsel değersizlik hissini telafi etme çabası olabilir.
  • Bu kişiler reddedilme korkusu, onay ihtiyacı ya da toplum içi statü kaygısı nedeniyle gerçek duygularını bastırır.
  • Zamanla bu bastırma, yüzeyde nezaketle kamufle edilen tutarsız beden dili ve enerji sızıntılarına yol açar.
 
Kaynak:
 
  • Jung, 'Psikolojik Tipler' (Psychological Types)
  • Karen Horney – 'Çağımızın Nevrotik Kişiliği' (The Neurotic Personality of Our Time)

 

Narsisistik Savunma (Gizli Narsisizm)

Bu tür aşırı nezakat gösterilerinde en sık rastlanan kök nedenlerden biri de gizli narsisizmdir. Bu bireyler, dışarıya 'kusursuz, zarif, kırıcı olmayan' bir imaj sunmak için çırpınırlar.
 
  • Fakat bu imaj, eleştiriye, reddedilmeye ya da sınırlarına gelindiğinde çabucak dağılabilir. (İtiraf edin buna hepimiz sık sık maruz kalmıyor muyuz?)
  • Nezaketin altındaki gerçek motivasyon: değerli görünme, beğenilme ve üstünlük hissidir.
  • Bu kişiler, nezaket içinde üstünlük taslayabilirler: örneğin, pasifçe aşağılayarak 'çok anlayışlıyım' der gibi davranmak.
 
Kaynak:
  • Wink (1991): 'Narsisizmin İki Yüzü' (Two Faces of Narcissism)
  • Millon, Theodore – 'Kişilik Bozuklukları' (Disorders of Personality)
 

Üstünlük Göstergesi Olarak Nezaket (İncelikte Saklanan Kibir)

Aşırı ve gereksiz nezaket davranışları, her zaman bir çatışmadan kaçınma ya da onay alma amacıyla sınırlı değildir. Bazı bireyler için bu davranış biçimi, daha derinlerde yatan kibirli bir üstünlük duygusunun dışavurumu olarak işlev görür. Bu kişiler, çevrelerine karşı doğrudan baskın ya da saldırgan davranmazlar; ancak nezaket maskesi altında kendilerini daha olgun, daha zarif, daha üstün bir konumda sunmaya çalışırlar. Bu durumda:
 
  • Nezaket, bir erdem olmaktan çok, üstünlük taslamanın ince bir aracı haline gelir.
  • Davranışlarında pasif bir 'bak, ben senden daha anlayışlıyım' mesajı taşınır.
  • Bu tür kişiler genellikle empatik değil, performatif olarak naziktirler; amaç karşı tarafı önemsemekten çok, imaj korumaktır.
  • Nezaketin altına gizlenen bu kibir, zamanla sözsüz iletişimde kendini ele verir: örneğin aşırı kontrollü mimikler, fazlaca düzgün cümleler, 'kusursuz' görünme çabası.
 
Bu kişilerde nezaketin motivasyonu, bağ kurmak değil göze girmek ve yukarıdan konuşmaktır. Bu nedenle ilişkilerinde soğukluk, samimiyetsizlik ve gerçeklik eksikliği hissedilir. Çoğu zaman bu kişiler, içten içe 'sadece BEN doğru davranmayı biliyorum' düşüncesiyle hareket ederler.
 
Kaynak:
  • Wink (1991): Narsisizmin İki Yüzü (Two Faces of Narcissism)
  • Millon, Theodore – Kişilik Bozuklukları (Disorders of Personality)
  • Jung – Psikolojik Tipler
  • Goffman – Gündelik Yaşamda Benliğin Sunumu
 

Toplumsal Koşullama ve Aile Dinamikleri

Bazı bireyler büyük olasılıkla çocuklukta 'iyi çocuk olma', 'olumsuz duygu göstermeme' gibi koşullu sevgi modelleriyle büyütülmüş olabilirler.
 
  • Bu kişiler için 'gerçek duygu göstermek = kabul edilmemek' anlamına gelebilir.
  • Nezaket, bu anlamda bir hayatta kalma stratejisi haline gelir.
  • Ancak içsel gerilim, beden dili ve tutarsız jestlerle dışarı sızar. Fakat 'benlik imajlarını korumakla' o kadar meşgullerdir ki dışarıdan fark edildiklerini anlayamazlar.
 
Kaynak:
  • Alice Miller – 'Özel / Yetenekli Çocuğun Dramı' (The Drama of the Gifted Child)
  • Bowlby – Bağlanma Kuramı
 

Bilişsel Uyumsuzluk

Bu kişiler bilinçli olarak nezaket göstermeye çalışırken, içsel olarak farklı hissedebilirler. Bu da bilişsel çelişki kuramı gereği dışarıdan 'tutarsız kişilik' özellikleri olarak gözlemlenir.
 
  • Ne söyledikleriyle ne hissettikleri uyuşmaz.
  • Bu içsel çatışma, mimiklerde tutukluk, mimik-ses uyumsuzluğu, gülümserken gözlerde boşluk gibi mikro düzey işaretlerle fark edilir.
 
Kaynak:
  • Leon Festinger – 'Bilişsel Çelişki Kuramı' (Cognitive Dissonance Theory)
 

Sosyal İstendiklik* ve Normatif Baskı*

Konuya başlamadan kısaca bu iki kavramı anlamak faydalı olabilir:
 
* Sosyal İstendiklik: Bir kişinin, toplumun onayladığı, beğendiği ve kabul ettiği şekilde davranma ya da öyle görünme eğilimidir.
 
  • İnsanlar daha iyi, daha ahlaklı, daha uyumlu görünmek için gerçek düşünce veya duygularını gizleyebilir.
  • Özellikle anketlerde, görüşmelerde ya da sosyal ortamlarda bu eğilim öne çıkar.
 
Örnek: Birisi 'Hiç yalan söylediniz mi?' sorusuna dürüstçe 'Evet' demek yerine 'Hayır' diyorsa, bu sosyal istendiklik etkisi olabilir.
 
* Normatif Baskı: Bir kişinin, gruba ait olmak veya dışlanmaktan kaçınmak için toplumsal normlara (yani grup kurallarına) uyma eğilimidir.
 
  • Birey aslında farklı düşünse bile, reddedilmemek, dışlanmamak ya da cezalandırılmamak için çoğunluğa uyum sağlayabilir.
  • Grup içinde yanlış olduğunu bildiği hâlde çoğunluğun fikrine katılmak bu duruma örnektir.
 
Örnek: Kalabalık bir grupta herkes yanlış cevabı veriyorsa, kişi doğruyu bilse de - sadece gruptan farklı görünmemek için - yanlış cevabı söyleyebilir; hatta o yanlışı savunabilir de.
 
Bu anlamda kültürel ya da mesleki rollerde (örn. müşteri hizmetleri, öğretmen, terapist vs.) gereğinden fazla nezaket, bir rol gereği olabilir. Ancak:
 
  • Samimi / Gerçek olmayan bu davranışlar, uzun vadede kişinin kendine yabancılaşmasına yol açabilir. (Yaygın sorunlardan biridir.)
  • Sürekli başkaları için 'nazik' olan birey, sonunda içten içe öfke biriktirebilir. (Bu nedenle de o kişilerde, anlamsız yer ve zamanlarda da patlayan dürtüsel davranışlar gözlemlenir.)
 
Kaynak:
  • Erving Goffman – 'Gündelik Yaşamda Benliğin Sunumu' (The Presentation of Self in Everyday Life)

 

Sonuç olarak, gereğinden fazla nezaket, özellikle söz-davranış uyumsuzluğu ile sunuluyorsa, çoğu zaman:
 
  • Gerçek duyguların bastırıldığına,
  • Çatışmadan kaçınma eğilimine,
  • Gizli kibre,
  • Onay alma ihtiyacına,
  • Veya toplumsal/patolojik bir savunma mekanizmasına işaret edebilir.
 
Beden dili, yüz ifadeleri, ses tonu gibi kanallar bu çelişkiyi genellikle fark ettirir. Özellikle bu çelişki, samimiyeti sorgulatan bir 'hissî boşluk' yaratır. Empatik biriyle karşılaşınca da bu maske kolayca düşebilir.
 
- Sevgi ve saygılarımla, Murat Kaplan


Yorumlar

  • Henüz yorum yazılmamış. İlk yazan siz olmak ister misiniz?

Yorumunuzu Paylaşın