İçi Boşaltılmış Markalar

2 Şubat 2017 Perşembe 1661 0 yorum

İsimler büyük !?

İsimler marka !?

Havalar o biçim,

Fakat içleri tam bir hayal kırıklığı... 

 

Neden mi böyle oluyor?

 

Çünkü:

 

Kadro oluşturmakla ve oluşturulan kadronun hem bireysel hem de mesleki gelişimlerine rehberlik edip destekleyecek, bu arada da bu yeni kalpleri ve beyinleri kurumsal değerler, hedefler ve kültür temelleri açısında uyum frekansına getirmekle yükümlü kişilerin kendileri birer hayal kırıklığı!

Unvanlar ve çeşitli türden entrikayla elde edilip meşgul edilen pozisyonlarla dolu tam anlamıyla 'boş deneyim hikayelerine' sahip kişilerin temsil ediyor olduğu büyük markalar, demek ki bizlerin düşünmemiz istendiği kadar marka ya da büyük falan değiller.

 

Lao Tzu şöyle diyor:

 

“İlk önce kendini uyandır.

Dünyadaki acıları bitirmek istiyorsan, kendi içindeki tüm karanlığı ve olumsuzluğu bitirmelisin.

Verebileceğin en güzel hediye kuşkusuz kendi dönüşümündür.”

 

Yani sevgili dostlar, henüz kendisi uyanmamış, hala unvan ve pozisyonların altında ezim ezim ezilen kişilerle kadro oluşturamaz, o kadroyu çağın ve sektörün gerekleriyle donatamazsınız!!!

 

Ch'an düşünce sisteminde 'Olmak değil, kalmaktır esas' deriz. Deriz demesine de bu muhteşem sözden ne anlarız acaba?

Oldum derken tepe taklak gitmeye dair çok sayıda yaşanmış hikayelerle doludur insanlık tarihi. Bir makam, bir unvan, giydikleriniz, yedikleriniz ve içtikleriniz sizi lider yapmaz!

 

Lider, öncelikle kendisini uyandırmış olan, mütevazı, daima yenilenen (görüntüde değil, hakiki anlamda yenilenen), öncü, önde ve örnek olandır.

50 yaşına merdiven dayamış, bu sürenin neredeyse 4/5'ünü muhteşem yürekli ustaların dizlerinin dibinde geçiren, modern dünyanın gerekleriyle de kendisini donatabilmek adına ihtiyaç duyacağı alanlarda kendisini eğitme niyetiyle yaşayan (bu doğrultuda lisan, yüksek lisans, doktora ve üzeri çalışmalarını durmaksızın sürdüren), mesleki hayatının 20 yılından fazlasını çeşitli kültür ve çok uluslu ortamlarda liderlik pozisyonlarında geçirerek kitaplarda yazanlarla gerçek hayatın gereklerinin pek de uyuşmadığını bizzat deneyimleyen, son 15 yıldır da sektör deneyimleri ile teorinin harmanlandığı özel müfredatlarla farkındalık, iletişim ve liderlik eğitimleri veren, alanlarında kıymet olarak bilinen kurum ve kişilere danışmanlıklar yapan birisi olarak şu bir çift sözü sizlerle paylaşma hakkım olduğunu düşünüyor ve affınıza sığınıyorum:

 

'Allah aşkına, hak etmediğiniz makamları boş yere meşgul edip insanlara zulmederek, çeşitli yöneticilik manevralarının arkasına sığınıp insanların üzerinden kendinizi tatmin ederek, her adımınızda yürüdüğünüz yerleri titretip olumsuz enerjiler yayarak yaşamaktan vaz geçin artık!

Kraldan çok kralcı olan kişilerin başlarının zamanı geldiğinde yine aynı kral tarafından alınacağını hatırlayın...

 

Madem 'lider' olduğunuz iddiasıyla makamlarda boy gösteriyorsunuz, liderliğin gereklerine göre de yaşamalısınız!

 

Wing-Chun'da şöyle deriz biz: 'Bir sanatta ustalığa eren kişinin bu ustalığı onun her hareketine yansır; yansımıyorsa o kişi usta falan değildir.'

 

Ne kadar doğru değil mi?

 

İşte dostlar, kısaca izah etmeye çalıştığımız nedenlerden dolayı:

 

İsimler büyük !?

İsimler marka !?

Havalar o biçim,

Fakat içleri tam bir hayal kırıklığı...

 

Çünkü bir kurumu (veya markayı) güçlü kılan, devasa tesisler, muhteşem bir marka değeri, süslü püslü sloganları değil, 'o kurumu oluşturan her bir kişinin bireysel ve mesleki donanımı ile, kişilerin o kurumun ortak değerlerinde, kültüründe ve hedefinde birleştikleri uyumlu davranış becerileridir'.

 

Selam, sevgi ve saygıyla, Kaplan

 

 


Yorumlar

  • Henüz yorum yazılmamış. İlk yazan siz olmak ister misiniz?

Yorumunuzu Paylaşın