'Her şey ama her şey ve herkes bağlantılıdır. Hayatı ve davranışları bağımsız parçalar gibi değerlendirmek bu anlamda ciddi bir hatadır.'
Bu ifadeyi insanı ve davranışını anlama konusunda ilgisi olanlar için bilimsel olarak ve oldukça kısaca fakat güçlü bir şekilde inceleyelim. Üstelik bu yazımızdaki birkaç farklı bilimsel alan bunu farklı açılardan doğruluyor. Ana hatlarıyla şöyle açıklayabilirim:
Sistem Teorisi
- Temel İlke: Bir sistemi anlamak için parçalarına ayırmak ve her bir parçayı bağımsız olarak incelemek yetersizdir; parçalar arasındaki ilişkiler ve etkileşimler sistemin gerçek doğasını belirler.
- Ludwig von Bertalanffy’nin geliştirdiği Genel Sistem Teorisi, biyolojik, sosyal ve teknolojik sistemlerde parçalar arası karşılıklı bağımlılığı vurgular.
- Sistemlerde bütün, parçaların toplamından daha fazlasıdır. Yani her şey bağlantılıdır, bağımsız analizler eksik kalır.
Kuantum Fiziği
- Dolanıklık: İki parçacık birbirine “dolanık” hale geldiğinde, aralarındaki mesafe ne olursa olsun birinin durumu diğerini anında etkiler. Einstein buna “uzaktan ürkütücü etki” demişti.
- Dolanıklık, evrendeki parçacıkların birbirleriyle bir ağ gibi bağlantılı olabileceğini gösterir.
- David Bohm’un “Gizli Düzen” teorisine göre evren, yüzeyde görünen farklılıklara rağmen daha derin bir seviyede bütünsel bir birliktelik içindedir.
Ekoloji ve Biyoloji
- Ekosistemler: Tüm canlılar ve çevreleri birbirine bağımlıdır. Bir türdeki değişim, diğerlerini ve tüm ekosistemi etkiler.
- Biyolojik ağlar: Organizmalardaki hücreler, sinir sistemleri veya genetik yapılar ağ yapısında organize olurlar; tek bir hücre ya da gen bile sistemin tümüyle karşılıklı etkidedir.
Nörobilim ve Psikoloji
- Ağ Nörobilimi: Beyin, sadece izole bölgelerden oluşmaz; fonksiyonel ağlar ile çalışır. Bir bölgedeki değişim diğer bölgeleri etkiler.
- Sosyal Bağlantısallık: İnsan davranışları sosyal ağlar içinde şekillenir. Moran Cerf gibi nörobilimciler, çevremizdeki insanların düşüncelerimizi ve davranışlarımızı etkilediğini göstermiştir.
Karmaşıklık Teorisi
- Karmaşık sistemlerde küçük bir bileşenin değişimi tüm sistem üzerinde ölçeklenebilir ve beklenmedik etkiler yaratabilir (kelebek etkisi).
- Ilya Prigogine’in dissipative structures (dağıtıcı sistem) teorisi: Düzenli yapılar, dış çevreyle enerji ve bilgi alışverişi içinde bulunarak gelişirler - bağımsız değil, bağlantılı ve açık sistemlerdir.
Sosyoloji
- Sosyal Ağ Teorisi: Bireylerin davranışları yalnızca bireysel değil, içinde bulundukları sosyal ağlardaki ilişkiler tarafından belirlenir.
- Granovetter’in Güçlü ve Zayıf Bağlar Teorisi: Zayıf sosyal bağlar bile bireylerin yaşamlarını şekillendiren kritik bağlantılar yaratır.
Teorik Biyoloji: Bağlantısallık
- Modern biyolojide organizmaların içsel ve dışsal bağlantısallıkları yaşamsal süreçlerin temelidir. Genomlar, protein-protein etkileşimleri, sinaptik ağlar hep bağlı sistemler olarak işler.
Özetle:
Bilim birçok açıdan gösteriyor ki:
Her şey ama her şey birbirine bağlıdır.
Parçaları izole şekilde ele almak yanıltıcıdır.
Sistemlerin, canlıların ve evrenin doğası ilişkiler ve etkileşimlerle belirlenir.
Dolayısıyla, hayatı ve davranışları bağımsız parçalar gibi değerlendirmek hem eksik hem de yanıltıcı sonuçlar doğurur. Bilim bu bütünsellik görüşünü artık birçok disiplinde doğrulamış durumda.
- Sevgi ve saygılarımla, Murat Kaplan