Bilgi Esaret Mi?

25 Ocak 2018 Perşembe 1279 0 yorum

Tanışmak ve/ya tanımak niyetinde olduğumuz bir kişi ya da varlığın kendisini bize olduğu haliyle açabilmesi için, öncellikle onun hakkında sahip olduğumuz tüm eski bilgi, ön yargı ve şüphelerden ve de beklentilerden sıyrılmamız gerekiyor. 

Çünkü çoğu zaman (bilimsel çalışmalara göre ise neredeyse her zaman) bizim zihnimizde olaylar ve kişilerle ilgili oluşan (veya var olan) her türlü düşünce ve bilgi, olayların veya kişilerin asli kimlikleri yerine, bizim onlarla ilgili olarak çeşitli etken unsurlar yoluyla kendi zihnimiz ve algımız tarafından yeniden şekillendirilmiş halleri oluyor. Bu anlamda ne gördüklerimiz ne de düşündüklerimiz gerçeği yansıtmıyor diyebiliriz. 

Aynı noktadan hareketle, deneyimlediğimiz hayatın gerçek haliyle ve tüm hücreleriyle bize kendisini açabilmesi, sırlarını bizimle paylaşabilmesi için de bugüne kadar bize anlatılan, öğretilen ve/ya dikte edilen tüm bilgilerden arınmamız, sıyrılmamız, hatta daha doğru ifadesiyle ‘kurtulmamız’ gerekiyor. 

Bahsi geçen ‘bilgiyi’ aklımıza gelen ya da gelmeyen her türlü bilgi olarak anlamak çok önemli. Yani her şey ve herkesle ilgili her türlü bilgi... 

Farkındalık denen, aydınlanma ya da tekamül denen titreşim alanı da bunu şart koşuyor: 

'Bilginin korkunç sesini sustur(a)mayan hiçbir ruh, zihin veya kalp, farkındalığı deneyimleyemeyecek’. 

Peki ne oluyor da insanların çoğunluğu farkındalığı deneyimleyemiyor?

Bu duruma basit bir mantıkla şöyle bakabiliriz:

İnsan beyni, modern dünyada, ihtiyaç duyduğu en temel doku olan ‘güvenliği' bilgiyle sağlama eğilimiyle yaşıyor.

Bilgi varsa güvenlik var; yoksa güvenlik yok.

Bu yüzden de günümüzde tüm zamanlarla karşılaştırıldığında en ciddi derecede şimdilerde, bilgi eksikliği ya da kirliliği tehdit anlamına geliyor.

Kişiyi hayatta ve güvenli kılan en ciddi enstrüman ‘bilgiyse’ nasıl olur da onlara tüm bildiklerinizi unutun diyebiliriz ki?

Onu yapamayacaklarına göre de 'farkındalık iddiası’, çoğu zaman 'yüzeysel, ritüellere dayandırılan ve hakikati yansıtmayan, yapay bir kavram veya davranış' haline dönüşebiliyor.

 

Sevgi ve saygılarımla, Kaplan


Yorumlar

  • Henüz yorum yazılmamış. İlk yazan siz olmak ister misiniz?

Yorumunuzu Paylaşın