Aman Söyleme, Nazar Değer

2 Ocak 2018 Salı 1586 0 yorum

Kaybetme korkusunun sahip olma arzusundan çok daha güçlü olduğunu sık sık hatırlatıyoruz. 

 

Bazı araştırmalar, bu konuyla ilgili olarak 'herbirimizin farkında olmadan mutlu olmak konusunda 'şimdi mutluyum; ya bu mutluluğu kaybedersem' diye bir bilinçaltı korkumuz olabilir diyor. 

O nedenle eskilerin 'iyi haber, başarı ve mutlu giden evlilik, iş vs.' durumunda 'aman kimseye söyleme, nazar değer' düşünceleri daha iyi anlaşılıyor. 

 

Bu durumu hep 'çocukken çok nadiren muz ya da çikolata yeme durumumuz olduğu için, elimize geçtiğinde 'mümkün olan en küçük ısırıklarla yediğim, bitmesin diye sarıp sarmalayıp buzdolabının bir köşesine sıkıştırdığım' zamanlardaki ruh halime' benzetmişimdir. 

 

Bilmiyorum size de oldu mu bu, ama sahip olunan bir güzelliğin biteceği ya da kaybedileceği ihtimali, hemen hepimizi biraz huzursuz ediyor diye düşünüyorum. 

 

Çocuklarımızın başarı ve övgü bağımlılığıyla büyütüldüğü bu 'sözümona modern' günlerde de, 'mevcut ilgi, övgü ve taktiri kaybetme riski'ni göze alamayıp 'başarının garanti olacağı düşüncesiyle' potansiyellerinin çok altında işlere talip olma eğilimini de benzer bir bilinçaltı korkusuna bağlayabilirizi sanırım. 

 

Üzerinde çalıştığım detaylı bir araştırmadan esinlenerek yapıyor olduğum bu paylaşımda niyetim, kendimiz başta olmak üzere 'insanlara şans tanımanın' yolun sonunda elde edilecek herhangi bir neticeden ziyade yolun kendisinin bir keyif olduğunu hatırlamak.

 

Sevgi ve saygılarımla, Kaplan


Yorumlar

  • Henüz yorum yazılmamış. İlk yazan siz olmak ister misiniz?

Yorumunuzu Paylaşın